Eczacıbaşı Topluluğu’nun 1959 yılında tıp ve eczacılık bilimlerinin gelişimine katkıda bulunmak amacıyla başlattığı Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Tıp Ödülleri’nin 64’üncü yılında; Tıp Onur Ödülü, Tıp Bilim Ödülü, Tıp Teşvik Ödülü ile Bilimsel Araştırma Destek Ödülleri ve Tıp Öğrencileri Proje Ödülleri sahiplerini buldu. 2023 Tıp Onur Ödülü, zihinsel özrün diyet tedavisi ile çocuklarda görülen ‘fenilketonüri’ hastalığının engellenmesinin yanında, hastalığın takibi ve tedavisinde büyük öneme sahip olan ‘Yenidoğan Taraması’ programının Türkiye’de başlatılmasına öncülük eden Prof. Dr. İmran Özalp’e verilirken, Tıp Bilim Ödülü’nün sahibi ise Prof. Dr. Seza Özen oldu.
Türkiye’de tıp ve eczacılık bilimlerinin gelişimine katkıda bulunmak amacıyla, 1959 yılında Dr. Nejat F. Eczacıbaşı tarafından başlatılan “Bilime öncü destek, başarıya ödül” geleneğinin 64’üncü yılında, Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Tıp Ödülleri sahiplerini buldu.
2002 yılından bu yana Türk ve dünya tıbbına büyük katkılarda bulunan bilim insanlarımıza verilen Tıp Onur Ödülü’nün beşinci sahibi, zihinsel özrün diyet tedavisi ile çocuklarda görülen ‘fenilketonüri’ hastalığının engellenmesinin yanında, hastalığın takibi ve tedavisinde büyük öneme sahip olan ‘Yenidoğan Taraması’ programının Türkiye’de başlatılmasına öncülük eden Prof. Dr. Özalp oldu.
Tıp Bilimi Ödülü ise, gerçekleştirdiği çalışmalarla başta Ailevi Akdeniz Ateşi (AAA) olmak üzere oto-enflamatuvar hastalıklar ve vaskülitler alanlarında yaptığı katkıların yanı sıra gerek Türkiye’de gerekse de uluslararası alanda ‘pediyatrik romatoloji’ bilim dalının gelişmesinde önemli rolü bulunan, dünya tıp literatürüne çocukluk vaskülitlerine dair ‘Ankara Kriterleri’ni kazandıran Prof. Dr. Özen’e verildi.
Prof. Dr. Seza Özen
Laboratuvarında çeşitli ilaçların biyoaktif molekül kombinasyonlarına tepkilerini ölçebilen otomatize sistemlerle, hasta başı hastalık teşhisini uygun maliyetle yapan, çeşitli sağlık parametrelerini uzun vadede ölçen ve analiz eden cihazların geliştirilmesine katkıda bulunan Doç. Dr. Savaş Taşoğlu ile translasyonel immünoloji üzerine yaptığı çalışmalar kapsamında geliştirdiği MOG ve nörofasin antikor testlerini Türkiye’ye kazandırarak binlerce hastanın tanı almasına katkıda bulunan Doç. Dr. Atay Vural da, Tıp Teşvik Ödülü’nün sahipleri oldu.
Bilimsel Araştırma Destek Ödülü, epigenetik düzenleyici protein ‘BRD9’un radyoterapi cevabındaki rolünün incelenmesi ve yeni kombinasyonel tedavi yaklaşımlarının geliştirilmesi amacıyla çalışmalarda bulunan Prof. Dr. Tuğba Bağcı Önder’e verilirken, ‘Kişiselleştirilmiş Tıp’ konulu Bilimsel Araştırma Destek Ödülü de ERα-pozitif meme kanseri hastalarının tedavisinde RHEB inhibisyonun etkinliğini test ederek, dirençli/hassas hücrelerde (ARID1A-Mutant/ARID1A-WT) ne ölçüde çalıştığını, mevcut klinik ilaçlarla nasıl bir sinerji gösterdiğini ve etki mekanizmalarını ortaya koymak için in vitro preklinik çalışmaları gerçekleştiren Dr. Gözde Korkmaz’ın oldu.
2023 Tıp Öğrencileri Proje Ödülü ise, “Unilateral ve Bilateral Kortikal Olarak Yayılan Depolarizasyonların İstirahat Durumu Fonksiyonel Bağlantı Üzerine Etkisi” başlıklı çalışmasıyla Muhammed Miran Öncel’e ve “İdiyopatik Pulmoner Fibrozisde ceRNA Düzenleyici Ağın Rolü, Potansiyel Biyobelirteç ve Tedavi Hedeflerinin Sistem Biyolojisi Yöntemleri ile Belirlenmesi” çalışmasıyla Muhammed Fatih Kırcalı’ya verildi.
6 Ekim 2023 Cuma günü düzenlenen ödül törenine Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Tıp Ödülleri Bilimsel Değerlendirme Kurulu üyeleri ve ödül kazananların yanı sıra, Eczacıbaşı Topluluğu yöneticileri ile basın mensupları katıldı. Törende konuşan Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, “30 yıl önce aramızdan ayrılan kurucumuz, bir başka deyişle hayal kurucumuz Dr. Nejat Eczacıbaşı, bilim, bilgi, araştırma ve geliştirmenin ışığında çağdaş bir Türkiye’nin hayalini kurdu. Bu hayali gerçekleştirme yolculuğunda, 1959 yılında ülkemizdeki tıp ve eczacılık bilimlerinin gelişmesine ve araştırmalara destek olmak, başarılı çalışmaları ödüllendirmek ve teşvik etmek amacıyla Eczacıbaşı Tıp Ödülleri’ni oluşturdu” diyerek şunları söyledi:
“Yaşadıklarımızdan çıkardığımız en büyük ders, çözümü bilimde aramak oldu”
“Ödüllerin 64. yılını kutladığımız bugünlere, dünyayı ve ülkemizi kuşatan başta pandemi sonrası ekonomik krizler ve küresel ısınma gibi sorunların gölgesinde ulaştık. Pandeminin yaralarını sarmaya çalışırken on binlerce insanımızın hayatına mal olan deprem felaketi ve her gün daha yoğun hissettiğimiz küresel ısınmanın etkileriyle bir kez daha sarsıldık. Bütün bunlar doğaya, çevreye karşı olan sorumluluklarımız gibi, araştırma ve bilimin önemini bir kez daha hepimize hatırlattı. Yaşadıklarımızdan geleceğimiz için çok sayıda ders çıkarttık. Ama en büyük ders, her zaman olduğu gibi, çözümü bilimde aramak oldu.”
2023 ödülleriyle birlikte bugüne kadar toplam 181 bilimsel çalışmaya destek ödülleri kapsamında gerekli finansmanın sağlandığını, 36 Tıp Bilim Ödülü, 46 Tıp Teşvik Ödülü ve 20 Tıp Öğrencileri Proje Ödülü verildiğini belirten Bülent Eczacıbaşı, “Bu yıldan itibaren Bilimsel Değerlendirme Kurulumuz tarafından konusu belirlenecek özel bir araştırmaya da destek ödülü verme kararı aldık. Yeni kategorinin ilk ödülünü “Kişiselleştirilmiş Tıp” alanında vermekten ayrı bir mutluluk duyuyoruz. Ülkemizin geleceğini hiç kuşkusuz eğitim düzeyimiz ve bilimle yarattığımız değer belirleyecek. Dr. Nejat Eczacıbaşı’nın dediği gibi “geleceği bugünden yaratan ana güç bilimsel araştırma tutkusu” olacak” diye konuştu.
“Mustafa Kemal ve arkadaşlarının 100 yıl önce olduğu kadar iddialı olmalıyız”
Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Tıp Ödülleri Bilimsel Değerlendirme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Turgay Dalkara da törende yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Önümüzdeki yüz yılda bilime sunacağımız katkıların hayalini kurarken mütevazı davranamayacağımız üç konu var: Gençlerimize olan güvenimiz, başarıya olan inancımız ve hedeflerimizin sınırları. Bunların üçünde de en az Mustafa Kemal ve arkadaşlarının 100 yıl önce olduğu kadar iddialı olmalıyız. Hayallerimize ulaşabilmek için üstün nitelikli araştırmacı sayımızı en kısa sürede ve ciddi boyutlarda artırmalıyız. Araştırma kuruluşlarımızı özgün ve çığır açıcı buluş ve düşüncelerin filizlendiği bilim yuvalarına dönüştürmek zorundayız. Böylelikle, ülkemizi nitelikli bilim insanları için bir cazibe merkezi haline getirebilir; insanı, çevreyi ve doğayı merkezine alan bir bilim anlayışıyla diğer uluslara örnek olabiliriz.”